Elbette bir yerde artık bıçak kemiğe dayanıyor ve insan isyan ediyor. Bu isyanın en kötü hali etraflıca düşünülmeden hemen verilen istifa oluyor. Oysa bireyin tüm bu durumlara dur diyebilmesi biraz da kendi elindedir. Karşısındakiler acımasız ise kendi yaşam alanını ve emeğini korumak için birey gerekeni yapmalıdır. Sürekli kendini sömüren bu anlayışa dur diyebilmeli, gerekirse üzerindeki işleri bitirmeden yeni iş kabul etmemeli, haddini aşan ve karşılığı olmayan fazla çalışmalara direnebilmelidir.
Çalışanların tümü bu tepkileri ortaya koyabilse işverenler de geri adım atarak olması gereken insani seviyelere geri dönecektir. Biraz daha fazla zam ya da erken terfi alabilmek için işverinin gözüne girmek isteyen ve iş arkadaşlarının emeklerini hiçe sayan "ben yaptım" odaklı bireyler ya da sessiz kalıp aslında zulme "evet" diyen bir kesim çalışan olmasa.
Çalışma koşullarında iyileşme olmasa da tüm kapılar aslında sizin için açık. Hiçbir yerde zorla çalışmak zorunda değilsiniz. Dünyada bir tek sizin çalıştığınız işyeri yok. Değişimden korkmayın. Değişim zorlu bir süreç ama sonuçları bulunduğunuz konumdan çok çok daha iyi olabilir. Yeter ki bilgili, donanımlı, işini severek yapan ve kendini sürekli geliştiren bireyler olmaya çalışalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder